Loading

KIRIKHAN

Kırıkhan´ın tarihi yapısı milattan önce 3000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Kırıkhan, Akdeniz’den doğuya açılan ticaret yollarının kesiştiği yer olması özelliğini taşıyan İskenderun´dan Halep´e, Antakya´dan Kahramanmaraş´a ve Gaziantep´e giden yollar buradan geçtiği için Osmanlı İmparatorluğu döneminde de yerleşim bölgesi olarak gelişimine devam etmiştir.

Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde Belen kazasına bağlı bir nahiye iken 1924 yılında İlçe merkezi olan Kırıkhan, 1939 yılında Türkiye Cumhuriyeti yönetimine girmiştir.

Kırıkhan adının nereden geldiği konusunda iki ayrı görüş bulunmaktadır. Bunlardan birisi ticaretin yoğun olduğu yıllarda kervanların konaklaması için yapılan Kırk-hanın bulunduğudur, diğeri ise geçmişte bir hanın varlığı ve bunun oldukça bakımsız ve kırık dökük olmasıdır.

Kırıkhan´ın doğusunda Suriye ve Kumlu, Batısında Belen, Kuzeyinde Hassa, Güneyinde Antakya ve Kumlu bulunmaktadır.

İklimi tipik Akdeniz özellikleri taşıyan kışları ılık ve yağmurlu, yazları kurak ve sıcak geçmektedir.

Kırıkhan, bir tarım bölgesi olması itibariyle halkın gelirinin büyük bir bölümü tarıma dayanmaktadır. 1980’li yıllardan önce daha çok hayvancılıkla geçim temin edilmekte iken Amik gölünün kurutulması sonucu kazanılan verimli arazilerin çiftçilerin pamuk, buğday ve mısır gibi zirai ürünlerin yetiştirilmesine yönelmelerine neden olmuştur. 

Kırıkhan, il düzeyinde en geniş arazi varlığına sahip olduğu gibi yine en geniş sulanabilir arazi varlığına sahiptir. Besin maddeleri yönünden zengin ve her türlü tarıma elverişli olan tarım arazilerinde genelde ağırlıklı olarak pamuk, buğday, mısır tarımı yapılmaktadır. Bunun yanı sıra İlçe Tarım Müdürlüğü’nün yayım çalışmaları neticesinde son yıllarda tünelde ve açıkta kavun tarımı, açık tarla sebzeciliği ve ikinci ürün mısır tarımı Kırıkhan çiftçileri tarafından benimsenmiş ve ekonomik önemi anlaşılarak geniş çapta giderek artan miktarlarda ekilmeye başlanmıştır.